2002 yılında yayınlanan, “Türkiye’de Bilişim Sektörü’nün Gelişimi” başlıklı raporda aşağıdaki tespitler yer almaktaydı..
TURSOFT tarafından yapılan araştırmada, yazılım geliştirme sürecinde çalışanların
ortalama aylıklarının 1.323 Dolar olduğu görülmüştür. Personel giderlerinin yazılım
evlerinin bütçesinde %48′lik bir paya sahip olduğu belirtilmektedir. Bu ücretler göreceli
olarak birçok sektördeki ücretlerden ve hatta bazı diğer ülkelerdeki bilişim çalışanlarının
aldığı ücretlerden yüksek görünmektedir.
Yetişmiş personeli tutmak, yazılım evleri için büyük bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Zira personel en küçük bir memnuniyetsizlikte daha yüksek bir ücretle başka şirkete geçiş
yapmaktadır. İçinde bulunduğumuz yılın özel durumu, bu genel yapıyı değiştirememektedir.
Tüm bunların sonucunda, yeteri kadar eleman bulmak, bulunanları tutmak yazılım evlerinin
personel maliyetlerini artırmaktadır.TURSOFT tarafından yapılan araştırmada, yazılım geliştirme sürecinde çalışanların ortalama aylıklarının 1.323 Dolar olduğu görülmüştür. Personel giderlerinin yazılım evlerinin bütçesinde %48′lik bir paya sahip olduğu belirtilmektedir. Bu ücretler göreceli olarak birçok sektördeki ücretlerden ve hatta bazı diğer ülkelerdeki bilişim çalışanlarının aldığı ücretlerden yüksek görünmektedir. Yetişmiş personeli tutmak, yazılım evleri için büyük bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Zira personel en küçük bir memnuniyetsizlikte daha yüksek bir ücretle başka şirkete geçiş yapmaktadır. İçinde bulunduğumuz yılın özel durumu, bu genel yapıyı değiştirememektedir. Tüm bunların sonucunda, yeteri kadar eleman bulmak, bulunanları tutmak yazılım evlerinin personel maliyetlerini artırmaktadır.
Anket, Internet üzerinden, 483 bilişim çalışanının katılımıyla gerçekleştirildi. Çerezler (cookies) yardımıyla mükerrer katılımlar engellendi. Katılımcıların, %16’sı Kadın, %84′ü ise Erkekti.
Katılımcıların birden fazla alan işaretleyebildiği, “Çalışma alan(lar)ınız nedir?” sorusuna verilen yanıtların başında “Kodlama” geliyordu.
Çalışma alanları ise yukarıdaki oranlara sahip. Aslında tek dikkatimi çeken Web tasarımındaki oran. Sanki bana daha fazla olmalı gibi geldi. Bir de yazılım kaliteciliği oranı. Oran doğrudur da sanki daha fazla önem vermemiz gerekiyor sonucunu çıkarttım.
İlk bilgisayar mühendisi mezunlarının verildiği 1981′den bu yana 30000′den fazla mezun verilmiştir. Bugün 70′e yakın üniversiteden her yıl 4000 civarında bilgisayar mühendisi mesleğe adım atmaktadır. Yine aynı şekilde, bilgisayar mühendisliği dışındaki bilişimle ilgili diğer bölüm mezunlarının sayısında da artış olmuştur. Geçmişte, bilişim çalışanı ihtiyacı ağırlıkla fenedebiyat ve (bilgisayar mühendisliği dışındaki) mühendislik fakültesi mezunlarınca giderilirken, bir diğer deyişle sektördeki alaylıların sayısı mekteplilerin sayısının çok üzerindeyken, günümüzde mekteplilerin sayısındaki hızlı artışla bu durumun değiştiği gözlemlenmektedir. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi, artış yalnızca bilgisayar mühendisliği sayısında olmamış, bilişimle ilgili diğer üniversite ve yüksek okul mezunlarının sayısında da kayda değer bir artış yaşanmıştır.
Ankara’dan anketimize katılan bilişim çalışanlarının %27’si kamu sektöründe çalışırken, bu oran İstanbul için sadece %6 olmuştur. Türkiye genelinde ise özel sektör çalışanlarının oranının %71, kamu çalışanlarının oranının ise %15 olduğu görülmektedir. Kendi iş yerinde çalışan ya da çalıştığı şirketin ortağı olanlar ise %6lık bir dilimi oluşturmaktadır. Kendi iş yerinde çalıştığını belirtenlerden %72’si, 15 kişi arasında bilişim çalışanın istihdam edildiği iş yerlerinde çalışırken, %27’si 619 kişinin istihdam edildiği yerlerde çalışmaktadır. Ayrıca, sektörde serbest (freelance) çalışmanın %5 gibi hiç de azımsanmayacak bir oranda olduğunu belirtmekte fayda var.
Ankette beni en çok şoke eden buydu. Tamam Ankara ve İstanbulun ezici bir çoğunluğa sahip olduğu aşikar. Ama İzmir’in bu kadar düşük çıkması beni bağrımdan yardı. En azından %10 civarı beklerdim.
Türkiye geneli dikkate alındığında, çalışanların %51′i yoksulluk sınırının altında, 2500 TL aşağısında, bir gelire sahiptir. Dolayısıyla, ücretlerin çalışanların %67′lik bir kesimince tatmin edici bulunmayışı şaşırtıcı değildir. Ücretteki memnuniyetsizlik, alınan ücret azaldıkça artmaktadır. Fakat, 3500 – 5000 TL ve 5000 – 10000 TL aralıklarında bile ücretinden memnun olmayan çok fazla çalışan vardır. Ücretten duyulan memnuniyetsizliğin başlıca nedenleri aşağıdadır:
- Fazla mesaiye karşılık tatminkar bir maaş yok.
- Projeler üzerinden kazanılan paralar göz önüne alındığında oldukça komik kalıyor.
- Normal bir hayat standardı ve kendi alanımdaki gelişimlerim için yeterli değil.
- Enflasyon nedeniyle. Borçlarımı ödemeye yetmiyor. 3 yıldır zam almadan çalışıyorum.
- Verdiğim katma değerin ve bilgi birikimimin karşılığını alamıyorum.
- Vasıfsız iş gücünün ücretleri aşağı çekmesi.
- Gerektiğinde yazılım geliştiriyorum, gerektiğinde donanım arızası gideriyorum, gerektiğinde web sitesi tasarlıyorum, ama en önemlisi ve zorlusu kullanıcı sorunlarını çözüyorum. Şunun farkındayım ki ben olmadığımda şirketin parasal kaybının 1/100000 oranında maaş alıyorum.
Türkiye’nin en iyi okullarından birini bitirdikten sonra, insanlar için elimden gelen en iyi şekilde işimi yapıyorum. Yaptığım iş elle tutulmuyor gözle görülmüyor belki ama kurumların karını yükseltiyor. Dolayısı ile ben üretime kattığım bu değerden payıma düşeni aldığıma inanmıyorum. Kimseyi aşağılamak gibi bir niyetim yok ama 2 yıllık lise mezunu bir hemşire yan ödemeleri ile 1500 lira alıyor. Yeni mezun bir doktor 3000 uzman bir doktor 6000 – 8000 lira alıyor ben sadece hakkım olan parayı istiyorum. ·Bizden çok fazla işi çok az fiyata yapmamızı istiyorlar, gerekçe olarak da bu işi bir çok kişinin yapabileceğini iddia ediyorlar. Sanki bütün iş verenler sözleşmiş. Bende onlara çalışmaktansa kendime çalışmayı tercih ediyorum.
Bunun dışında belirtilen diğer sorunlardan başlıcaları aşağıdadır:
- Fazla mesailer
- Yükselme ihtimalinin olmaması
- İnsana yeterince değer verilmemesi
- Gelecek belirsizliği
- Proje teslim zamanları daha da artan fazla mesailer, takım lideri pozisyonunda çalışan eksikliği
- Kısa zamanda çok işin yetişmesi gerekliliği
- Aşırı yoğun tempo ve sosyal hayata zaman kalmaması
- Boş zamanlarım yetersiz iş eve arası mesafe fazla
- Yönetim beceriksizliği
- İşinde yetkin olmayan insanlarla bir arada çalışıyoruz ve onların bilgisizlikleri, araştırmaya öğrenmeye isteksizlikleri bizim için de zaman kaybına neden oluyor.
- Şirketin çalışanlarına verdiği önem oldukça düşük. Çalışma koşulları sürekli stres ve baskı ile beslenmekte. Proje yöneticisi aynı zamanda şirket ortağı çalışma moralinizi altüst edecek türden. Sosyal imkanlar nerede ise 0.
- Amirin olumsuz tutum ve davranışları Kadın çalışanlara karşı “bir şeyden anlamaz” düşüncesi
- Sorumlulukların belirsizliği, plansız ve organizasyonsuz iş yapılması, beklentilerin izah edilmemesi, iletişim yetersizliği, mesai ücreti verilmemesi
Kapasiteme uygun isler yapamamam
Ve geldik paraya Tablo çok açık haydi Ankara’ya gidiyoruz….
Bilişim çalışanlarının sorunları yukarıdaki tabloda verilmiş. Genelde hep adaletsizlikten şikayetçiyiz. Diğer iş kollarına göre avantaj veya dezavantaj olarak da bakılabilecek bir gerçek var. Kendi işimizi yapabilme ihtimali çok fazla. Freelance olarak ya da küçük bir sermayeyle küçük bir firma şeklinde başlamak gibi. Bu da bizi adaletsizliklere karşı başkaldırı ya da tepki verme hatta rest çekmeye kadar rahatlıkla götürebilmesi.
Anketin tamamını buradan indirebilirsiniz. Daha bir çok çarpıcı sonuçları göreceksiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder